24 Ağustos 2010 Salı

Denizde "Keyif"li Gunler.. Part 3 - Ve Bozcaada'dayiz

Bozcaada'ya yanastiktan ve bir sure denize girip Ege'nin zevkini cikardiktan sonra annemin arkadasi, bizim fahri Bozcaada muhtari dedigimiz Ferhat Abinin gonderdigi (oglu askere gittigi icin kendisi yoktu) calisani bizi alip merkezin biraz disarisindaki yeni actigi Tayyare Pizza'ya goturdu. Eger Bozcaada'daysaniz, ve balik vs disinda birseyler yemek istiyorsaniz, pizza severseniz, mutlaka ama MUTLAKA gitmelisiniz! Cok guzel bir Bozcaada sarabi olduguna karar verdigimiz (sonradan istanbula getirmek icin 3 sise aldik) Camlibag Cabernet esliginde peynir tabagini baglara karsi mideye indirdikten sonra pizzalarimiz geldi.. Hepsi birbirinden goz ve mide doyurucu, daha da onemlisi inanilmaz lezzetliydi.. Benim yedigim Ada Pizza, tam bir Ege pizzasiydi, ezine peyniri, 4 cesit ege otu, kurutulmus domates, karamelize sogandan olusan malzemeleri cok basarili bir kombinasyon olmustu. Hepimiz birbirimizinkinden tattigimiz icin, annemin 4 peynirlisinin Istanbulda yedigim butun 4 peynirlilerden daha iyi oldugunu, babamin Bresaola'lisi ile Rana'nin Carpaccio'lusunun roka ve parmesaniyla olan butunlugu, su anda bu satirlari yazarken agzimin suyunu akitmaya yetecek kadar guzeldi! Merak edenler icin telefonu 0286 697 80 75

Yemek faslimiz bittikten sonra merkeze gidip ara sokaklara daldik. Nasil sevimli nasil sirin dukkanlarla, cafelerle, pansiyonlarla dolu arnavut kaldirimli yollar.. Avsa'dan sonra, iste ada dedigin boyle olmali diye kesin karar verdim. 

Birkac saatlik ada turundan sonra yorgunluktan tekneye donup uyuduk. Ancak 2 saat kadar sonrasinda uykumuz disaridan gelen seslerle bolundu. Rana zaten disarida yatmaya karar verdigi ve olaya basindan beri hakim oldugu icin uyku sersemi nooooluyo diye disari cikan babamla bana butun olaylari anlatti.. Soyle ki, gece saat 9 siralarinda 3 tekne yanimiza yanasan koccamaan (mohkem) teknenin icindekiler, adada bir guzelce kafalari cektikten sonra gece 12de adadan ayrilip istanbula gitmeye karar vermisler. Ancak, olduklari yerden cikarken, sancak tarafindaki teknenin demir halatina pervanelerini takmislar, haliyle halat pervaneye dolanmis ve orda kala kalmislar. Tekne sahibi, cakir keyif ve de gobekli amca dalip kesebilecegini dusunmus. Ha bu arada motoryat oldugu icin ve bunlar cok cafcafli seyler oldugu icin altta denizin icini aydinlatan isiklari var teknenin, boylece isinin kolay olacagini dusunmus. Yaklasik 1-1bucuk saat debelendikten sonra o gobekle ve alkol seviyesiyle yapamayacagina karar vermis. Ne yapsak ne yapsak diye dusunurken o sirada karadan seyreden bi adam(!) ben dalgicim, gidim esyalarimi alayim geleyim yardim edeyim demis. Sonradan Rana ile bu adamin gunduz adaya yanastigimizda kenarda ayaginda paletleri uzerinde dalgic kiyafeti dolasan, bizim deli zannettigimiz adam oldugunu farkettik. Adam gidip esyalarini alip 2 arkadasi ile ufak teknesi ile bu mohken teknenin yanina yanasip dalip 15 dk icinde halati keserek gorgusuz ve deniz bilgisinden yoksun arkadaslari yollarina cikacak duruma getirmis bulundu. Ve biz diger tekne sahipleri uykumuza geri donebildik..

Sabah bu sefer erken uyanmak zorunda degildik, rotamiz Ayvalikti ve onceki 2 gune gore yaklasik 25-30 mil daha az gidecektik, o yuzden guzeeel bir uyku cektik. 

Devami gelecek..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder