25 Kasım 2009 Çarşamba

ege... devam...

benim yarinim biraz gec geldi, kusura bakmayin artik :) cok yazmak istedigim seyler var aslinda ama ben yine de soz verdigim gibi egeyle devam edeyim..

pazar sabahi uyandigimda hava hala cok cok guzeldi, kasim ayiyla yakindan uzaktan alakasi yoktu, ben de mini etegimi ve tshirtumu uzerime gecirip bir miktar terastan denizi izledikten sonra alacatiya gittim kahvalti etmeye.. tabi yazin acik olan o bisuru sosyetik kahvalti mekani bu mevsimde kapali, ben de hazir buralardayim bi kumru ile doyurim karnimi dedim.. iyi de yaptim, sonra yine alacati sokaklarinda bir miktar yuruyup tekrar tekrar asik olduktan sonra orta kahvede bisiler icmeye karar verdim. normalde bitki cayi cok sevmem ama kendi ozel karisik bitki caylari vardi, deneyesim geldi, iyi ki de gelmis.. cayimin icinde gul, tarcin, ihlamur ve su anda ne oldugu hakkinda hicbi fikrim olamayan toplam 12 cesit bitki vardi, ve karisinca cok guzel bir tat olusturuyorlardi, hatta yaninda ikram ettikleri firindan yeni cikmis yine egeye ozgu lor kurabiyelerini de yedikten sonra o sandalyeden kesinlikle kalkmak istemedim...

neyse bir sure sonra, bari bu kadar geldim, hava da guzel, her ne kadar mayom yanimda olmasa da deniz kenarin bir gideyim dedim.. normalde yazin babylona ait olan, simdiyse birkac bekcinin yeri olan plaja gittim, ayakkabilarimi cikardim ve egenin sularina dege dege uzerimdeki butun stresi attim...

gezimin geri kalan kismi genellikle istanbula geri donusle ilgiliydi her ne kadar istemesem de. gercekten burda yasamak istiyorum ben.. ama daha istanbulda kendi evime yeni ciktigim ve bir sure daha istanbulun ve kendi evimin zevkini cikarmak istedigim icin bu hayalimi 2 yil sonra yapabilecegimi dusunuyorum.. benimle gelmek isteyen var mi??

2 yorum: